Lara Escort

PLATİN ÜYELER

VIP ÜYELER

GOLD ÜYELER


Lara Escort

Yağmur damlaları camda dans ederken, Lara Escort Ela’nın gözleri pencerenin ötesinde kaybolmuştu. İstanbul’un gri sokakları, onun içindeki fırtınayı yansıtıyordu. 27 yaşında, hayatın monotonluğuna teslim olmuş bir kadın olarak, her gün aynı kahve kokusu ve aynı ofis manzarasıyla geçip gidiyordu. Ta ki o gün, o adam kapısından içeri girene kadar…Adı Kerem’di. Uzun boylu, siyah saçları dağınık, gözleri ise okyanus gibi derin bir yeşildi. Bir müşteriyi ziyaret için ofise gelmişti, ama Ela’nın kalbine bir ok gibi saplandı. İlk görüşte aşk mı? Lara Escort Ela buna inanmazdı, ama kalbi öyle hızlı atıyordu ki, mantığı sustu. Kerem, gülümserken dişlerinin arasından sızan o hafif çekingenlik, Ela’yı büyülüyordu. Toplantı bittiğinde, Kerem bir not bırakmıştı: “Seni bir kahve içmeye davet etmek isterim. Eğer cesaretin varsa, yarın 17:00’de Taksim’de buluşalım.” Adı ve numarasıyla birlikte…Ela o notu saatlerce elinde tuttu. Cesaret mi? Hayatında ilk kez bir şeyden korkuyor, ama aynı zamanda ona koşmak istiyordu. Ertesi gün, yağmur altında Taksim’e gitti. Kerem’i meydanın köşesinde, elinde şemsiye, onu beklerken gördü. İlk sözleri, “Geldin… Sanmıştım ki vazgeçersin,” oldu. O an, sanki dünya durdu. Kahve içtiler, konuştular, güldüler. Saatler su gibi akıp giderken, Ela’nın içinde bir ateş yanmaya başladı. Kerem’in sesi, gülüşü, ona her baktığında hissettiği o elektrik… Bu bir başlangıçtı.Günler haftalara, haftalar aylara dönüştü. Kerem ve Ela, İstanbul’un her köşesinde birbirlerini buldular. Boğaz’da martılara ekmek atarken, Galata Kulesi’nin tepesinde yıldızları izlerken, birbirlerine dokunmadan bile kalplerinin nasıl birleştiğini hissettiler. Ama aşkları kolay değildi. Kerem’in işi gereği sık sık yurtdışına gitmesi, Ela’nın içinde bir boşluk bırakıyordu. Her ayrılık, bir özlemle dolup taşıyordu. Bir gece, Kerem’in dönüşünden sonra, evinde buluştular. Yağmur yine camda vuruyordu. Kerem, Ela’nın elini tuttu, gözlerine baktı ve fısıldadı: “Seni her gittiğimde yanımda taşıyorum, ama bu yetmiyor. Kalbim seninle tamamlanıyor.” Ela’nın gözleri doldu. O an, dudakları buluştu. Öpücükleri ateş gibiydi; yıllardır bastırdığı tüm duygular, o tek anda patladı. Eller birbirine kenetlendi, zaman durdu. O gece, birbirlerine sadece bedenlerini değil, ruhlarını da verdiler.Ama hayat, aşkı sınamak için fırsat kolluyordu. Kerem’e bir iş teklifi geldi; Londra’ya yerleşmesi gerekiyordu. Ela’ya evlenme teklif etti, ama Ela korktu. Ailesi, kariyeri, alıştığı hayat… Kabul edemedi. Kerem gitti. Aylar geçti, Ela her gün Kerem’in yokluğunda eridi. Bir gün, bir mektup geldi. Kerem yazmıştı: “Seninle geçirdiğim her anı yaşıyorum. Geri dönüyorum, çünkü sensiz nefes alamıyorum. Lütfen beni bekle.” Ela ağlayarak mektubu okudu. Havalimanına koştu. Kerem’i görür görmez kollarına atıldı. “Seni seviyorum,” dedi, “Artık korkmuyorum.” Kerem’in gözleri parladı, “Ben de seni,” diye fısıldadı. O an, yağmur yeniden başladı, ama bu kez ikisi de ıslanmaktan korkmadı. Çünkü aşkları, fırtınaları bile aşabilecek kadar güçlüydü.